Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu ve İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Jale Özer, 28 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü Cumhuriyet Kazanımlarımızla Selamlıyoruz' başlıklı bir açıklama gönderdi. Açıklama şöyle: "Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu olarak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü, kadın hakları mücadelesinin bir simgesi olarak anıyor, eşitlik ve özgürlük yolunda verilen emeği saygıyla selamlıyoruz.Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim değişikliği değil, aynı zamanda bir kadın devrimidir. Cumhuriyet öncesi Osmanlı döneminde kadınlar, eğitim, hukuk, siyaset ve ekonomik alanda büyük kısıtlamalarla karşı karşıyaydı. Kadınların eğitime erişimi sınırlıydı, çalışma hayatına katılımları yok denecek kadar azdı ve hukuki hakları erkeklerin gölgesinde şekilleniyordu. Kadınların bireysel ve toplumsal varlığı, geleneklerin sınırları içinde belirlenirken, siyaset ve kamusal alanda söz sahibi olmaları mümkün değildi."
Jale Özer: "Cumhuriyet ile birlikte kadınlar birey olarak tanındı, eğitim hakkı kazandı, ekonomik hayata katılımı teşvik edildi, medeni haklar bakımından eşit yurttaş statüsüne kavuştu. 1926’da kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile çok eşlilik kaldırıldı, kadınlara boşanma ve miras hakkı tanındı. 1930’da belediye seçimlerinde, 1934’te ise genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkına sahip oldular. Kadınlar, iş hayatına, akademiye ve sanat dünyasına güçlü adımlarla girmeye başladı. Ancak bu kazanımlar kendiliğinden gelmedi. Kurtuluş Savaşı’nda cephede savaşırken hayatını, ailesini vatan uğruna hiç gözünü kırpmadan feda eden Kara Fatmalar, Ayşe Hanımlar, Hatice Hatunlar, Asker Saime Hanımlar ve adını sayamadığımız nice kahraman Anadolu kadınının mücadelesi; Cumhuriyet döneminde ise Bahriye Üçok, Türkan Saylan ve daha birçok Cumhuriyet kadınının özverili çalışmaları, bu büyük dönüşümün temel taşları olmuştur."
Bu mücadeleyi en iyi ifade eden sözlerden biri de Atatürk’e aittir:
“Dünyada hiç bir milletin kadını ‘Ben Anadolu Kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu Kadını kadar emek verdim,’ diyemez!”
Bugün eğitimli, güçlü ve başarılı Türk kadınları olsak da, bu yeterli değildir. Kadınların yalnızca eğitimli olması yetmez; aynı zamanda toplumsal hayatta hak ettiği değeri görmesi, eşit fırsatlara sahip olması ve güven içinde yaşaması da şarttır. Ne yazık ki, günümüzde kadınlar hala ekonomik eşitsizliklerle, kadına yönelik şiddetle ve toplumsal baskılarla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Türkiye’de birçok kadın hâlâ hayatta kalma mücadelesi vermekte, eğitim ve istihdam olanaklarından yeterince yararlanamamaktadır.
Bu nedenle biz kadınlar, birbirimize destek olmalı, birbirimizin başarılarıyla övünmeli ve eksik kalan her noktada birbirimize yardımcı olmalıyız. Çünkü dayanışma, kadınların güçlenmesinin ve toplumun ilerlemesinin en büyük anahtarıdır.
Cumhuriyet’in nimetlerinden faydalanarak yetişen biz Türk kadınlarına düşen görev, bu gidişatı yalnızca izlemek değil, bir zamanlar dünyaya örnek gösterilen haklarımıza sahip çıkarak onları daha da ileriye taşımak için, kadın-erkek birlikte örgütlenerek mücadele etmektir.
Tüm bu kazanımları borçlu olduğumuz Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, minnet ve özlemle anıyoruz. O’nun bizlere bıraktığı emanetin bilinciyle, haklarımızı koruyacak ve kadınların toplumun her alanında hak ettiği yeri alması için yılmadan çalışacağız.
Yaşasın eşitlik, özgürlük ve kadın-erkek dayanışması!
Yaşasın Cumhuriyet
Jale Özer /Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu ve İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı